Oje Nedir?
Oje, el tırnakları ve ayak tırnaklarını boyamak için kullanılan, berrak veya renkli, aynı zamanda çabuk kuruyan bir cila çeşidir. Ojeler, organik bir polimerin ve ona renk ve doku veren diğer birkaç bileşenin karşımından oluşur.
Ojeyi Kim Buldu?
Ojeyi Kim İcat Etti: Haftalık manikür pedikürünüzü yapmaya gittiğinizde hiç durup “oje nereden çıktı?” diye merak ettiniz mi? Ojenin tarihi tam olarak hayal ettiğiniz gibi uzun ve renklidir.
Tırnaklarına renk uygulayan ilk insanlar muhtemelen Tunç Çağı’nda Hindistan’da yaşamışlardı. Muhtemelen bunu yapmak için de kına kullanmışlardır. Bu dönemde aynı zamanda vücut sanatı için boya olarak kına kullanımı çok yaygındı. Bu nedenle tasarımları ve renkleri tırnaklara yaymak doğal bir adım olarak kabul edilmiştir.
Nerede İcat Edilmiştir?
Bu eğilim Hindistan’tan Çin’e sıçradı. Buradan da Çinliler tarafından M.Ö. 3000 civarında yaygınlaştırıldılar. Yumurta akı, balmumu, jelatin, arap zamkı (akasya ağacının özsuyu) ve şap karışımını kullanarak bir tür tırnak cilası oluşturdular. Ardından bunu çiçek yaprakları veya altın, gümüş tozu ile renklendirdiler. Mücevher veya emaye işi ile kaplı gümüş ve altından yapılan takma tırnaklarla da görünümü daha da kişiselleştirdiler. Bunun yanında, bu özenle tasarlanan renkli tırnaklar, yalnızca kraliyet sınıflarına özel bir ritüeldi.
Yine bu dönemlere yakın bir tarihte Babilliler, renkli giyinen savaşçılardı. Özellikle erkekler savaşa gitmeden önce tırnaklarına sürme (ince toz haline getirilen sülfür) sürdüler. Babilliler’de dahi askerler arasındaki sınıf farkı önemliydi. Bununla birlikte, yüksek sınıf savaşçıların tırnakları siyah sürme ile boyanırken, alt sınıf savaşçılar yeşil sürme kullanırlardı.
Sonunda, oje trendi batıda, Asya ve Afrika’da da yaygınlaşmaya başlamıştır. Tam olarak oje olarak nitelendiremesekte bu kına benzeri boyalar, ağırlıklı olarak bu dönemlerde gösterişi simgeleyen kırmızı renkte kullanılmışlardır. Aynı zamanda tırnak rengi Mısır’da da sınıf farklılıklarını göstermekteydi. Eski Mısır’da kişinin tırnakları ne kadar kırmızıysa o kişinin gücü o kadar fazla kabul edilmekteydi. Kral Tutankhamun’un üvey annesi Kraliçe Nefertiti’nin tırnaklarında neredeyse kan rengine yakın olduğu söylenen kırmızı boyalar vardı. Bunun yanında Kleopatra’nın tırnaklarını yoğun paslı bir renk olarak bilinen kına bitkisinin suyundan boyadığı söylenmektedir. Daha düşük rütbeli kadınların ise yalnızca pastel renkler ile bu ritüeli uygulamasına izin verilirdi.
Renkli Ojeler ve Parlatıcılar
Renkli tırnaklar, özellikle Asya’daki ülkelerle ticaretin açıldığı Rönesans Dönemi’nde popüler olmuştur. Tırnakları boyamak ve mücevher takmak, moda trendlerinin revaçta olduğu 18. yüzyıl Fransız saraylarında zirveye ulaşmıştır. Özellikle Viktorya Dönemi’nde kadınlar, renkli kremler ve şeffaf verniklerle özel renkler yaratıyordu. Kadınlar ayrı zamanda tırnaklarına parlaklık vermek için renkli kremli oje de kullanmaktaydılar. Ancak bu pudra krem cilasını uygulamak ve tırnağı parlatmak olduça zaman almaktaydı. 1916’da Cutex, ilk şeffaf ojeyi çıkardığında bu kavramı değiştirmiştir. Artık tırnaklara bir parlatıcı tabakası sürmek ve boyamak çok kolay hale gelmiştir.
Modern Ojeler
20. yüzyılın ilk çeyreğinden sonra bugün bildiğimiz ojeler ortaya çıkmaya başlamıştır. Lakin, bunun için teşekkür etmeniz gereken bir otomotiv endüstrisi olduğunu bilmek size hayli ilginç gelecektir. 1920’lerde otomotiv boyası icat edildiğinde, çok geçmeden Fransız manikürcü Michelle Manard, opak oje oluşturmak için bu otomotiv boyası formülasyonu kullanmıştır. İşvereni Charles Revson, bundan haberdar olduğunda, kardeşi Joseph ile birlikte 1932 yılında, ilk renkli ojeyi üreten Revlon adındaki şirketlerini kurmuşlardır.
Manard ve çalıştığı firma renkli ojeyi icat etmeden önce, kadınlar tırnaklarını tek renk veya düz renkler ile boyuyorlardı. Manard’ın bu icadı sadece kadınların yaşamına renk katmak ile kalmamıştır. Aynı zamanda bundan sonra belirgin ve hızlı şekilde büyüyecek kozmetik sektörünün geleceğine de yön vermiştir.